7 Temmuz 2020 Salı

Alman futbol devrimi

Almanlar, dünya futbolunun zirvesine taht kurmak için 13 yıldır bekliyorlar ve görünen o ki bu hedefin gerçek olmasına ramak kaldı. Futbol yine sadece Almanların kazandığı bir oyun mu olacak?  05.05.2013 - 11:08


Alman futbol devrimi
Alihan MESTCİ / HT PAZAR

Almanlara bir hâl oldu! 25 Mayıs'ta İngiltere'nin Wembley Stadyumu'nda oynanacak Şampiyonlar Ligi final maçı bir Bundesliga zirvesi olacak. Son iki yılın Almanya şampiyonu Borussia Dortmund, iki yıldır Şampiyonlar Ligi finalinden eli boş dönen Bayern Münih'le oynayacak. Peki nasıl oldu da Almanlar ezici bir şekilde İspanya'nın en iyi 2 takımını yenip dünya futbolunun zirvesine oturdular?
Eurosport Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Bağış Erten'e göre Almanlar öncelikle krizin ne olduğuna dair doğru tanımlama yaptılar ve 2000 yılında milli takımlar seviyesinde dibe vuran Almanya'yı şahlandırdılar. Zira bu sadece bir futbol takımları projesi de değildi. Almanlar yaklaşık 20 sene önce tribünlerle ilgili bir sosyal proje başlattılar. Bu proje sayesinde Almanya, neo-nazilerin en az örgütlü olduğu tribünlerden biri oldu. Ondan sonra da altyapı hamlesi geldi. Bundesliga 1 ve 2'de oynayan bütün takımlara altyapı akademisi kurma zorunluluğu getirildi. Akademisi olmayan takımlar ligde oynama lisansını alamıyordu. Bu süreç içinde büyük bir yetenek patlaması oldu. Ama Alman futbolu genelindeki başarıyı anlatan kavram sadece futbolla değil, finansal fair-play'le de ilgili. Zira Bundesliga UEFA'nın koyduğu ve futbol kulüplerinin gelirlerinden fazla harcama yapmamalarını öngören finansal kriterleri layıkıyla yerine getiren tek lig.
Bağış Erten, Borussia Dortmund örneğinin dikkatle incelenmesini gerektiğini söylüyor. Dortmund kadrosunda, 17 milyon Euro bonservis bedeli ödenen eski altyapı oyuncuları Marco Reus'tan sonra en pahalı oyuncu 5 buçuk milyon Euro'yla İlkay Gündoğan. Yani hiç kimse 5 buçuk milyondan pahalı değil. İkincisi, geçen yıla kadar senelik transfer bütçeleri 15 milyon Euro'yu geçmedi. Yetmedi, pek bilinmeyen, iyi taranmayan birtakım bölgelerden çok önemli oyuncular getirdiler. Kagawa gibi oyuncuları buldular ve astronomik rakamlara satmaya başladılar. Erten'e göre Alman futbolunun en güzel modeli Borussia Dortmund.

Gençlik akademilerine 700 milyon Euro
2000 Avrupa Şampiyonası'nda dibe vuran Almanya'da ertesi sezon bir yapılanma hareketi başladı. İlk olarak Alman Futbol Federasyonu (DFB) ve Almanya 1'inci ligi Bundesliga tüm ülkede gençlik akademilerinin kurulması konusunda mütabakata vardı. O yıldan bu yana gençlik akademileri için 700 milyon Euro para harcandı. Alman futbol devrimine kader de yardım etti. 2002'de maçların yayın hakkına sahip olan Kirch Group'un iflas etmesi, Bundesliga futbol akademilerinin kuruluşuyla aynı döneme rastlıyordu. Lig finansal bir krizle çalkalanınca kulüpler futbolcu maaşlarını ödeyemedi, stad yatırımlarını karşılayamayacak duruma geldi ve finansal olarak daha dikkatli davranmaları gerektiğini anladılar. Sonuçta çözüm de altyapıdan gelen futbolculara yönelmekti. İlk yıl akademilere yaklaşık 48 milyon Euro yatırım yapılırken 2010 yılına gelindiğinde bu yatırım 86 milyon Euro'ya varıyordu. 8 yıl içinde Bundesliga yaş ortalaması da 27.09'dan 25.77'ye düştü.
Borussia Dortmund, altyapıda futbolcuların yetişmesi için "footbonaut" adlı bir makine bile geliştirdi. Bu yeni yöntemle çalışan futbolcular 1 haftada normal saha antrenmanlarında dokunacakları top sayısına tek seansta ulaşıyorlar. Sonuçta bugün Bundesliga'daki 525 futbolcunun yüzde 60'ı Alman ve bu oyuncuların yaş ortalaması 24. 2010 Dünya Kupası'nın en genç milli takımı Almanya'ydı. 23 oyuncunun 15'i 24 yaşın altında, takımdan 19 kişi Bundesliga akademilerinden yetişmeydi. Kalan 4 oyuncuysa Bundesliga 2 takımlarında yetişmişlerdi.
Bu yeniden yapılanma hareketiyle birlikte ülkenin her bölgesinde kulüplerin yüksek standartlı akademileri olmaya başladı. Sonuçta genç yeteneklerin keşfedilmemesi imkânsız hale geldi. Schalke'li Julian Draxler henüz 17 yaşındayken çoktan 6 Şampiyonlar Ligi maçında forma giymişti.

Kulüplerin en az yarısı taraftarın
Aralık 2000'de Alman Futbol Federasyonu (DFB) aynı zamanda Alman Profesyonel Ligi'ni (DFL) kurdu. DFL'nin misyonu 1'inci ve 2'nci Bundesliga'yı yönetmekti. DFL, Bundesliga'yı yeniden düzenledi. 20 yıldan fazladır özel sektörle ilişkisi bulunan Bayer Leverkusen ve Wolfsburg gibi iki kulüp haricinde bu iki ligdeki diğer 34 kulübe "50 artı 1" kuralını getirdi. Bu kurala göre en üst iki ligdeki kulüplere en az yüzde 50 oranında taraftarlar sahip olmalı. Örneğin Bayern Münih'in 185 bin kulüp üyesi, kulübün yüzde 82'sine sahip. Kalan hisseler ise yüzde 9'ar oranda Alman sanayi devleri Audi ve Adidas arasında paylaştırıldı.
Böylelikle Alman kulüpleri petrol zengini Rus veya Arapların kontrolü altına giremeyecekti. Haliyle Alman futbol geleneği korunmuş oldu. DFL, bir diğer kural olarak tüm profesyonel Alman takımlarına gençlik akademileri kurma zorunluluğu getirdi. Bu akademilerdeki öğrencilerin nasıl eğitileceğinden antrenman sahalarının ışıklandırılmasına kadar kulüplerin uyması gereken sıkı ilke ve kurallar çizildi. Buna göre akademilerde minimum 3 futbol sahası, 3 tam zamanlı antrenör, belirli bir futbolcu gelişim programı ve civar okullarla yapılacak bir işbirliği stratejisi bulunması gerekiyor. 3 yılda bir, akademilerde 250 kriterlik bir denetim yapılıyor.

Alman sosyal futbol ekolü
Bundesliga'da ortalama bir maç bilet ücreti 12 ile 15 Euro arasında değişiyor. Yani Almanya, Avrupa'nın en ucuz maç bileti satılan ülkesi. Alman kulüpleri, geliştirdikleri sosyal projelerle taraftara en çok söz hakkı veren kulüpler. Schalke takımı taraftarının isteğiyle lig maçlarında kale arkasında sadece ayakta durulan bölüm yeniden açıldı ve her Şampiyonlar Ligi maçında o bölüme koltuk takılıyor. Bundesliga 45 binle Avrupa'nın en yüksek taraftar ortalamasına sahip ligi.
2005'ten bu yana Bundesliga'nın başkanı olan Christian Seifert'ten Almanların sosyal futbolunu dinleyelim: "Biz stadyumlarında ayakta izleme bölümleri olan son büyük ligiz. Almanya'da kulüpler biletleri ucuz tutuyor çünkü durumu olmayanların da stadyumlara gelmesini istiyoruz. Burada futbol, her yaştan her sınıftan insanı gerçekten biraraya getiren son aktivitelerden biri. Ne siyasiler ne de kiliseler bunu gerçekleştiremiyor. Biz tüm toplumun stadyumlarımızda futbolumuzun bir parçası olmasını istiyoruz."
Bayern Munih başkanı Uli Hoeness ise, en ucuz kombinenin 120 Euro olduğu Allianz Arena'da bilet fiyatlarını ikiye-üçe katlayabileceklerini ama bunu neden tercih etmediklerini şöyle anlatıyor: "Bu insanlar için büyük bir para. Bu yüzden bilet fiyatlarını karşılamak için iki-üç kere düşünecekler. Kulüp için ise fazladan sadece birkaç milyon Euro sağlanacak. Böyle paralar transfer pazarlıklarında 5 dakikada kazanılır."

Devrimin 4 ayağı: Altyapı, Bölgesel Merkez, Akademi ve Elit Okul
Alman Futbol Federasyonu 2001 yılında 11 ve 14 yaş altı grubunun çalıştırıldığı 120 altyapı destek tesisi kurdu. Bu sayı ertesi sene 3'e katlandı. Her tesiste 2 veya 3 UEFA B lisansı olan antrenör yarı zamanlı olarak görevlendirildi. Yaklaşık bin antrenör 2 milyonun üzerinde çocuğun her haftasonu yaptığı maçlarda yetenek avcılığı da yapıyor.
Altyapı destek tesislerinde parlayan oyuncular bölgesel merkezlere yönlendiriliyor. 29 bölgesel merkezde tam zamanlı çalışan antrenörler görev yapıyor. Oyuncular 13 ve 15 yaş altı gruplara ayrılıyorlar. Kızlar ve erkekler 16 yaşına kadar beraber top oynuyor. Oyuncular haftada bir bölgesel merkezde toplanıyor. Kalan zamanlarını federasyona bağlı amatör kulüplerde belirli bir gelişim programına tabi tutularak geçiriyorlar.
36 profesyonel Alman kulübünün her biri federasyonun rehberliğinde kendi akademi programını sunuyor. Akademilere katılan genç oyuncular özel bir okul programına giriyorlar. Okullar, kulüp akademilerine 10 dakikadan uzak mesafede olmuyor. Oyuncuların tüm sınavlarını geçmesi gerekiyor. Bu yüzden okul, kulüp ve hükümet arasında ortak bir yönetim sağlanıyor. Altyapı programına katılan okullara federasyon her yıl yaklaşık 30 bin Euro ödeme yapıyor. Oyuncuların, profesyonel futbol hayatına adım atmadan önce gelişmeleri için zamana ihtiyaçları varsa, okullarını 1 sene daha uzatabiliyorlar.

Hiç yorum yok: